Boşanmada Ağır Kusur Mal Paylaşımını Etki̇ler Mi̇? | 2025
Buradasınız: Anasayfa / Blog
Boşanmada Ağır Kusur Mal Paylaşımını Etkiler mi? | 2025
Boşanmada Ağır Kusur Mal Paylaşımını Etkiler mi? | 2025

Boşanma sürecinde en çok merak edilen konulardan biri, eşlerden birinin kusurlu olması durumunda mal paylaşımının nasıl etkileneceğidir. Özellikle aldatma, şiddet veya diğer ağır kusurlu davranışlarda bulunan eşin, boşanma sonrasında mal varlığından eşit pay alıp alamayacağı sorusu hem hukuki hem de adaletli bir paylaşım açısından büyük önem taşımaktadır.

Bu konuya açıklık getirmek gerekirse, Türk Medeni Kanunu'na göre kusur genel olarak mal paylaşımını etkilemez. Ancak iki özel durumda bu kural değişmektedir. Peki bu durumlar nelerdir ve mal paylaşımı nasıl etkilenir? Bu makalede, boşanmada ağır kusurun mal paylaşımına etkilerini detaylıca inceleyeceğiz.

 

Boşanmada Kusur ve Mal Paylaşımı İlişkisine Genel Bakış

Türk Medeni Kanunu'ndaki Mal Paylaşımı Prensipleri

Türkiye'de 2002 yılından itibaren geçerli olan yasal mal rejimi "Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi"dir. Bu sistem, evlilik süresince eşlerin birlikte kazandıkları malların boşanma durumunda eşit olarak paylaşılmasını öngörür.

Edinilmiş mallar nelerdir? Basitçe söylemek gerekirse, evlendikten sonra çalışma karşılığında kazanılan para ile satın alınan her şey edinilmiş mal sayılır. Maaşlarla alınan ev, araba, mobilya, hatta banka hesaplarındaki birikimler bu kapsamdadır.

Kişisel mallar ise paylaşıma dahil edilmez. Bunlar; evlenmeden önce sahip olunan mallar, miras yoluyla kalan varlıklar, hediye olarak alınan eşyalar ve kişisel kullanım eşyalarıdır.

Kusur Kavramının Tanımı ve Önemi

Boşanmada kusur, evli bir kişinin evlilik birliğinin gereklerine aykırı davranarak boşanmaya neden olmasıdır. Sadakat yükümlülüğünü ihlal etmek, eşe şiddet uygulamak, ortak giderlere katılmamak, evlilik yükümlülüklerini yerine getirmemek gibi davranışlar kusur sayılır.

Dikkat edilmesi gereken nokta: Kusur değerlendirmesi her davada ayrı ayrı yapılır. Bir davada kusur sayılan davranış, başka bir davada kusur olarak değerlendirilmeyebilir. Bu durum, eşlerin yaşam tarzı, sosyal çevre ve somut olayın özelliklerine bağlıdır.

Genel Kural: Kusurun Mal Paylaşımına Etkisizliği

Temel kural şudur: Boşanmada kusur, mal paylaşımını etkilemez. Yani eşlerden biri diğerinden çok daha kusurlu olsa bile, evlilik içinde kazanılan mallar yine de yarı yarıya paylaşılır. Bu durum birçok kişi tarafından adaletsiz olarak algılansa da, kanunun genel felsefesi malvarlığı hakları ile kişilik hakları arasında ayrım yapmaktır.

Peki neden böyle bir sistem benimsenmiştir? Çünkü evlilik birliği içinde kazanılan mallar, genellikle her iki eşin katkısıyla elde edilir. Ev hanımı olan eş çalışmasa bile, ev işleri yaparak ve çocuklara bakarak diğer eşin çalışmasına olanak sağlar. Bu nedenle kazanılan mallar üzerinde eşit hak sahibi olur.

 

TMK 236. Madde: İki Özel İstisna Durumu

Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanmada Mal Paylaşımı

Türk Medeni Kanunu'nun 236. maddesine göre, zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranını hakkaniyete uygun olarak azaltabilir veya tamamen kaldırabilir.

Zina denilince ne anlaşılmalıdır? Zina, evli bir kişinin eşi dışında başka biriyle cinsel ilişkiye girmesidir. Ancak zinanın kesin olarak ispatlanması gerekmez. Belirli haller zina edildiğine karine oluşturur. Örneğin, eşin başka biriyle sürekli yakın ilişki içinde olması, birlikte tatile gitmeleri, özel mesajlaşmaları gibi durumlar zina karinesini oluşturabilir.

Burada önemli bir ayrım var: Zina nedeniyle boşanmada sadece artık değer payı etkilenir, katkı payı etkilenmez. Bu ne demektir? Eğer aldatan eş, diğer eşin malına para koymuş, emek harcamış veya katkıda bulunmuşsa, bu katkısının karşılığını yine de alabilir.

Zina Kusurunun İspatı ve Şartları

Zina kusurunun mal paylaşımını etkileyebilmesi için mutlaka mahkeme tarafından zina nedeniyle boşanma kararı verilmiş olması gerekir. Eğer boşanma başka sebeplerle gerçekleşmişse, zinanın varlığı mal paylaşımını etkilemez.

Dikkat edilmesi gereken önemli nokta: Anlaşmalı boşanmalarda genellikle zina gerekçesi kullanılmaz. Bu durumda, zina olsa bile mal paylaşımı normal kurallara göre yapılır.

Kusurlu Eşin Payının Azaltılması veya Kaldırılması

Mahkeme, zina nedeniyle boşanma kararı verdiğinde kusurlu eşin payını tamamen sıfırlayabilir veya belirli bir oranda azaltabilir. Bu karar tamamen hakimin takdirine bağlıdır ve somut olayın özelliklerine göre verilir.

Örneğin, evlilik süresince biriktirilen 100.000 TL değerinde mal varlığı olsun. Normal şartlarda her eş 50.000 TL alacakken, zina nedeniyle boşanmada hakim kusurlu eşin payını 25.000 TL'ye indirebilir veya hiç pay vermeyebilir.

Hayata Kast Nedeniyle Boşanmada Mal Paylaşımı

Hayata kast, eşin diğer eşin yaşamına yönelik saldırıda bulunması, ölüm tehdidinde bulunması veya ciddi fiziksel şiddet uygulamasıdır. Bu durum da zina gibi mal paylaşımını etkileyen özel sebeplerden biridir.

Hayata kast sadece fiziksel saldırı değildir. Sürekli ölüm tehdidi, silahla tehdit, boğma girişimi gibi davranışlar da hayata kast kapsamında değerlendirilebilir. Bu tür davranışların evlilik birliğini temelden sarstığı ve kusurlu eşin bu davranışları nedeniyle mal paylaşımından yararlanmaması gerektiği kabul edilir.

 

Ağır Kusur Halleri ve Mal Paylaşımına Etkileri

Mutlak Kusurlu Haller

Türk Medeni Kanunu'nda özel boşanma sebepleri olarak düzenlenen haller şunlardır:

Zina (Sadakatsizlik): Eşin sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi durumudur. Bu durumda mağdur eş, kusurlu eşin itirazına bakılmaksızın boşanma davası açabilir.

Hayata Kast ve Fiziksel Şiddet: Eşe yönelik fiziksel saldırı, ölüm tehdidi veya yaralama girişimleri bu kapsamdadır. Tek bir ciddi olay bile hayata kast sayılabilir.

Pek Kötü Muamele ve Onur Kırıcı Davranışlar: Sürekli hakaret, aşağılama, manevi işkence gibi davranışlar bu kategoride değerlendirilir.

Terk: Eşin ortak konutu haklı sebep olmadan terk etmesi ve belirli süre geri dönmemesi durumudur.

Haysiyetsiz Yaşam: Toplumsal değerlere aykırı yaşam tarzı benimsemek, yüz kızartıcı suçlar işlemek bu kapsamdadır.

Diğer Ağır Kusur Hallerinin Mal Paylaşımına Etkisi

Önemli bir gerçek: Yukarıda saydığımız ağır kusur hallerinden sadece zina ve hayata kast mal paylaşımını etkiler. Diğer kusur halleri ne kadar ağır olursa olsun, mal paylaşımında herhangi bir değişikliğe neden olmaz.

Bu durum birçok kişi tarafından anlaşılmaz bulunabilir. "Eşim beni sürekli aşağıladı, hakaret etti, şiddet uyguladı ama hayatıma kastettmedi. Bu durumda mal paylaşımı normal mi yapılacak?" sorusu sıkça sorulur. Maalesef cevap evetdir. Türk Medeni Kanunu'nun 236. maddesi sadece zina ve hayata kast hallerini özel olarak düzenlemiştir.

 

Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Kusur

Yasal Mal Rejiminin Temel İlkeleri

2002 yılından önce evlenenler için farklı kurallar geçerlidir. Bu tarihe kadar "Mal Ayrılığı Rejimi" uygulanıyordu. Bu sistemde mallar kimin adına kayıtlıysa ona aitti. Ancak 2002 sonrası evlilikler için "Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi" geçerlidir.

Bu rejimin temel felsefesi şudur: Evlilik bir ortaklıktır ve bu ortaklık süresince kazanılan her şey ortaklara aittir. Ev hanımı olan eş doğrudan gelir elde etmese bile, ev işlerini yaparak ve aileye bakarak diğer eşin çalışmasına olanak sağlar.

Edinilmiş Malların Tanımı ve Kapsamı

Edinilmiş mallar şunlardır:

  • Çalışma karşılığında elde edilen gelirler (maaş, ücret, kar payı)
  • Bu gelirlerle satın alınan mallar (ev, araba, mobilya)
  • Kişisel malların getirileri (kira geliri, faiz geliri)
  • Sosyal güvenlik ödemeleri
  • Çalışma gücü kaybı nedeniyle alınan tazminatlar

Kişisel mallar ise şunlardır:

  • Evlenmeden önce sahip olunan mallar
  • Miras yoluyla kalan varlıklar
  • Hediye olarak alınan eşyalar
  • Kişisel kullanım eşyaları (giyim, mücevher)
  • Manevi tazminat alacakları

Artık Değer Hesaplama Yöntemi

Artık değer nedir? Çok basit bir şekilde açıklayalım. Her eşin edinilmiş mallarının değerinden borçları çıkarılır. Kalan değere "artık değer" denir. Artık değeri fazla olan eş, diğerine farkın yarısını öder.

Örnek verelim:

  • A eşinin edinilmiş malları: 200.000 TL, borçları: 50.000 TL → Artık değer: 150.000 TL
  • B eşinin edinilmiş malları: 100.000 TL, borçları: 20.000 TL → Artık değer: 80.000 TL
  • Fark: 150.000 - 80.000 = 70.000 TL
  • A eşi, B eşine 35.000 TL (farkın yarısı) ödeyecektir.

Zina veya hayata kast durumunda bu hesaplama değişir. Kusurlu eşin artık değer payı azaltılır veya tamamen kaldırılır.

 

Mahkemenin Takdir Yetkisi ve Hakkaniyet İlkesi

Hakimin Karar Verme Süreci

Türk Medeni Kanunu'nun 236. maddesi hakime geniş bir takdir yetkisi verir. "Hakkaniyete uygun olarak azaltılması veya kaldırılması" ifadesi, hakimin somut olayın özelliklerini değerlendirerek karar vermesi anlamına gelir.

Hakim karar verirken şu faktörleri dikkate alır:

  • Kusurun ağırlığı ve süresi
  • Mağdur eşin uğradığı zarar
  • Eşlerin ekonomik durumu
  • Evlilik süresinin uzunluğu
  • Çocukların varlığı ve durumu

Kusurun Ağırlığının Tespiti

Tüm zinalar aynı şekilde değerlendirilir mi? Hayır. Örneğin, tek seferlik bir ilişki ile uzun süreli bir ilişki aynı değildir. Benzer şekilde, hayata kast da farklı derecelerde olabilir. Tek bir tokat ile bıçakla saldırı aynı şekilde değerlendirilmez.

Mahkeme, kusurun süreklilik gösterip göstermediğine de bakar. Tek seferlik bir olay mı, yoksa sürekli tekrarlanan davranışlar mı olduğu önemlidir.

Payın Azaltılması veya Kaldırılmasının Kriterleri

Hangi durumlarda pay tamamen kaldırılır? Genellikle çok ağır kusur hallerinde bu durum söz konusu olur. Örneğin:

  • Uzun süreli aldatma ve aileyi terk etme
  • Ciddi fiziksel şiddet ve hayati tehlike yaratma
  • Kusurlu davranışların süreklilik göstermesi

Hangi durumlarda pay azaltılır? Daha hafif kusur hallerinde veya tek seferlik olaylarda hakim payı azaltmayı tercih edebilir.

Önemli not: Bu kararlar tamamen mahkemenin takdirine bağlıdır ve her dava kendine özgü değerlendirilir.

 

Mal Kaçırma ve Kötü Niyetli İşlemler

Boşanma Öncesi Mal Kaçırma Durumları

Boşanma sürecinde sıkça karşılaşılan bir durum mal kaçırmadır. Kusurlu eş, mal paylaşımından kaçınmak için malları üçüncü kişilere devredebilir, gizleyebilir veya satabilir.

Yasal düzenleme: Türk Medeni Kanunu'na göre, mal rejiminin sona ermesinden 1 yıl öncesine kadar yapılan karşılıksız kazandırmalar mal paylaşımında dikkate alınır. Bu mallar varmış gibi hesaplama yapılır.

Dikkat edilmesi gereken nokta: Mal kaçırma sadece kusurlu eşin yaptığı bir işlem değildir. Kusursuz eş de mal kaçırabilir. Bu durumda aynı yasal sonuçlar geçerlidir.

İhtiyati Tedbir Kararlarının Önemi

Mal kaçırmanın önlenmesi için en etkili yol ihtiyati tedbir kararı almaktır. Boşanma davası açıldığında veya mal paylaşımı davası başlatıldığında, mahkemeden malların satışının engellenmesi için ihtiyati tedbir talep edilebilir.

İhtiyati tedbir şu durumlarda konur:

  • Taşınmazların satış yasağı
  • Banka hesaplarının bloke edilmesi
  • Şirket hisselerinin devir yasağı
  • Araç ve değerli eşyaların satış yasağı

Mal Kaçırmanın Mal Paylaşımına Etkisi

Üçüncü kişilere yapılan devirler iptal edilebilir mi? Eğer devir işlemi kötü niyetli yapılmışsa ve üçüncü kişi de bu durumu biliyorsa, devir iptal edilebilir. Ancak iyiniyetli üçüncü kişilerden mal geri alınamaz.

Bu durumda kusurlu eş tazminat ödemekle yükümlü olur. Kaçırdığı malın değeri kadar diğer eşe tazminat öder.

 

Kusur Durumlarında Özel Hesaplama Yöntemleri

Bilirkişi Raporu ve Değerlendirme

Mal paylaşımı davalarında mutlaka bilirkişi görevlendirilir. Bilirkişi, tarafların mal varlıklarını tespit eder, değerler, artık değer hesaplaması yapar.

Zina veya hayata kast durumunda bilirkişi ne yapar? Önce normal hesaplamayı yapar, sonra mahkemenin kusur nedeniyle verdiği karara göre payları yeniden hesaplar.

Malların Değerlemesi ve Tarih Tespiti

Mallar hangi tarihteki değerleriyle hesaplanır? Genel kural, mahkeme kararının verildiği tarihteki değerlerin esas alınmasıdır. Ancak bazı durumlarda mal rejiminin sona erme tarihi (boşanma kararının kesinleştiği tarih) esas alınabilir.

Önemli nokta: Değerleme tarihinin belirlenmesi, hesaplama sonucunu önemli ölçüde etkileyebilir. Özellikle emlak gibi değeri sürekli değişen mallar için bu durum kritiktir.

Katkı Payı ve Değer Artış Payı Alacakları

Bu iki kavram arasındaki fark nedir?

Katkı Payı: Eşin, diğer eşin malına yaptığı doğrudan katkıdır. Örneğin, evin tapusu eşin adına ama ödemesine karı katkıda bulunmuşsa, bu katkı payı sayılır.

Değer Artış Payı (Artık Değer Payı): Evlilik içinde kazanılan malların toplam değerinin eşler arasında paylaşılmasıdır.

Çok önemli ayrım: Zina veya hayata kast durumunda sadece değer artış payı etkilenir, katkı payı etkilenmez. Yani kusurlu eş katkı payını yine alabilir ama değer artış payından mahrum kalabilir.

 

Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanmada Durum

Anlaşmalı Boşanmada Mal Paylaşımı

Anlaşmalı boşanmada eşler mal paylaşımını da kendi aralarında düzenleyebilirler. Bu durumda zina veya hayata kast olsa bile, eğer protokolde farklı bir düzenleme yapılmışsa o geçerli olur.

Dikkat edilmesi gereken nokta: Anlaşmalı boşanmada boşanma sebebi belirtilmez. Bu nedenle zina veya hayata kast gerekçesiyle mal paylaşımı değiştirilemez. Eğer kusurlu eşin payını azaltmak isteniyorsa, bu protokolde açıkça belirtilmelidir.

Protokolde Kusur ve Paylaşım Düzenlemeleri

Anlaşmalı boşanma protokolünde şu hususlara dikkat edilmelidir:

  • Mal paylaşımının detaylı düzenlenmesi
  • Hangi malın kime kalacağının belirlenmesi
  • Feragat beyanlarının açık şekilde yazılması
  • Gelecekte dava açma haklarının düzenlenmesi

Önemli uyarı: "Birbirimizden hiçbir talebimiz yoktur" şeklindeki genel ifadeler mal rejimi tasfiyesinden feragat sayılmaz. Açık şekilde "mal rejimi tasfiyesinden feragat ediyoruz" yazılmalıdır.

Çekişmeli Boşanmada Kusur Tespiti

Çekişmeli boşanmada mahkeme önce kusurun kimde olduğunu belirler. Bu belirleme yapılırken:

  • Tarafların beyanları alınır
  • Tanık dinletilir
  • Belgeler incelenir
  • Deliller değerlendirilir

Kusur tespiti yapıldıktan sonra mal paylaşımının nasıl yapılacağına karar verilir. Eğer zina veya hayata kast varsa, TMK 236. madde uygulanır.

 

Yargıtay Kararları ve Emsal Uygulamalar

Zina Nedeniyle Mal Paylaşımı Kararları

Yargıtay'ın son dönem kararlarında şu eğilimler görülmektedir:

Zina nedeniyle boşanmada kusurlu eşin payının tamamen kaldırılması yerine belirli oranda azaltılması tercih edilmektedir. Bu yaklaşım, hakkaniyet ilkesinin gereği olarak değerlendirilmektedir.

Payın tamamen kaldırılması genellikle şu durumlarda söz konusu olmaktadır:

  • Uzun süreli aldatma
  • Aileyi terk ederek başka biriyle yaşama
  • Ortak malları da aldatan kişiye aktarma

Hayata Kast ve Şiddet Davalarında Paylaşım

Fiziksel şiddet konusunda Yargıtay çok net bir tutum sergiler. Eğer şiddet hayati tehlike yaratacak düzeydeyse hayata kast sayılır ve mal paylaşımı buna göre yapılır.

Önemli karar örneği: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bir kararında, eşini bıçaklayarak hayati tehlike geçirmesine neden olan erkeğin, mal paylaşımından tamamen mahrum bırakılması uygun görülmüştür.

Güncel Yargıtay Yaklaşımları

2024-2025 yılı kararlarında dikkat çeken noktalar:

  • Ekonomik şiddetin tek başına hayata kast sayılmaması
  • Psikolojik şiddetin mal paylaşımını etkilememesi
  • Sosyal medya üzerinden aldatmanın da zina kapsamında değerlendirilmesi

 

Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Çözümler

Kusur İspatında Yaşanan Güçlükler

En büyük sorun delil toplama konusunda yaşanır. Zina veya hayata kast gibi durumlar genellikle özel hayat kapsamında gerçekleşir ve ispat güçtür.

Delil toplama yöntemleri:

  • WhatsApp, SMS mesajları
  • Sosyal medya paylaşımları
  • Fotoğraf ve video kayıtları
  • Tanık beyanları
  • Otel kayıtları, seyahat belgeleri

Özel hayatın gizliliği sorunu: Delil toplarken özel hayatın gizliliği ilkesine dikkat edilmelidir. Hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller mahkemede kabul edilmez.

Mal Tespiti ve Değerleme Problemleri

Gizli mal varlıklarının tespiti büyük bir sorundur. Eşlerden biri mallarını gizliyorsa, bunları tespit etmek zordur.

Çözüm yolları:

  • Banka hesap bilgilerinin istenmesi
  • Vergi beyannamelerinin incelenmesi
  • Şirket ortaklıklarının araştırılması
  • Tapu ve araç kayıtlarının kontrolü

 

Mal Paylaşımı Davasının Açılması ve Süreci

Dava Açma Şartları ve Süreleri

Mal paylaşımı davası için en önemli şart boşanma kararının kesinleşmiş olmasıdır. Boşanma davası ile aynı anda mal paylaşımı davası açılamaz.

10 yıllık zamanaşımı süresi çok önemlidir. Boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde dava açılmazsa, mal paylaşımı hakkı zamanaşımına uğrar.

Dikkat edilmesi gereken nokta: Bu süre her türlü durumda geçerlidir. Malların gizlenmesi, yurt dışında olunması gibi durumlar zamanaşımını durdurmaz.

Belirsiz Alacak Davası Olarak Açılması

Mal paylaşımı davası mutlaka "belirsiz alacak davası" olarak açılmalıdır. Çünkü dava açılırken kesin miktar bilinmez. Bilirkişi incelemesi sonrasında miktar belirlenir.

Harç hesaplama: Belirsiz alacak davası olduğu için başlangıçta nispi harç ödenir. Dava sonunda belirlenen miktara göre ek harç ödenir.

 

Hukuki Stratejiler ve Tavsiyeleri

Kusurlu Eş İçin Savunma Stratejileri

Eğer siz kusurlu konumda iseniz ne yapabilirsiniz?

Kusurun hafifletilmesi: Kusurlu davranışın tek seferlik olduğu, pişmanlık duyulduğu, telafi edilmeye çalışıldığı gibi hususlar ileri sürülebilir.

Karşı delillerin sunumu: Diğer eşin de kusurlu davranışları varsa bunlar ortaya konur. Böylece kusur dengelenir.

Hakkaniyet ilkesine başvuru: Payın tamamen kaldırılmasının adaletsiz olduğu, belirli bir oranda azaltılmasının yeterli olduğu savunulabilir.

Mağdur Eş İçin İddia Stratejileri

Eğer siz mağdur konumunda iseniz:

Kusur delillerinin güçlendirilmesi: Mevcut delillerin hukuki açıdan geçerli hale getirilmesi ve yeni delillerin toplanması önemlidir.

Zararın somutlaştırılması: Kusurlu davranış nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın belirlenmesi gerekir.

Mal kaçırmanın önlenmesi: İhtiyati tedbir kararı alınarak malların korunması sağlanmalıdır.

 

2025 Yılı Güncel Durumu ve Değişiklikler

Mevzuat Değişiklikleri ve Yargı Kararları

2024-2025 yılında Yargıtay'ın dikkat çeken yaklaşımları şunlardır:

Dijital aldatma konusunda yeni kararlar verilmeye başlanmıştır. Sosyal medya üzerinden kurulan duygusal ve fiziksel ilişkiler artık zina kapsamında değerlendirilmektedir. WhatsApp, Instagram, Facebook gibi platformlarda yapılan yakın yazışmalar ve buluşmalar zina karinesini oluşturabilir.

Ekonomik şiddet konusunda ise net bir tutum benimsenmiştir. Eşin ekonomik özgürlüğünü kısıtlamak, çalışmasını engellemek, gelirlerine el koymak gibi davranışlar tek başına hayata kast sayılmamaktadır.

Önemli gelişme: Yargıtay, evlilik içi tecavüz konusunda da net tutum almaya başlamıştır. Bu tür davranışlar hem hayata kast hem de pek kötü muamele kapsamında değerlendirilmektedir.

Pratik Uygulamada Yenilikler

Dijital delillerin kabulü artık yaygınlaşmıştır. Ancak bu delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmiş olması şartı aranmaktadır.

Bilirkişilik sisteminde de değişimler yaşanmaktadır. Uzman bilirkişiler görevlendirilmekte, özellikle karmaşık mal varlıkları (şirket hisseleri, gayrimenkul portföyleri, yurtdışı varlıklar) konusunda daha detaylı incelemeler yapılmaktadır.

Hızlandırılmış dava usulleri bazı mahkemelerde denenmeye başlanmıştır. Basit mal paylaşımı davalarında sürecin kısaltılması amaçlanmaktadır.

 

Sıkça Sorulan Sorular ve Yanıtları

"Eşim beni sürekli aldattı ama anlaşmalı boşandık, mal paylaşımı değişir mi?"

Hayır, değişmez. Anlaşmalı boşanmada zina gerekçesi kullanılmadığı için TMK 236. madde uygulanmaz. Mal paylaşımı protokolde belirlenen şekilde yapılır. Eğer protokolde özel bir düzenleme yoksa, normal kurallara göre yarı yarıya paylaşım olur.

"Eşim şiddet uyguladı ama hayatıma kastetmedi, mal paylaşımı etkilenir mi?"

Maalesef etkilenmez. Türk Medeni Kanunu sadece hayata kast durumunda mal paylaşımının değişmesine izin verir. Hayata kast sayılmayan fiziksel şiddet, ne kadar ağır olursa olsun, mal paylaşımını etkilemez.

"Zina nedeniyle boşandık, eşimin tüm katkıları da iptal olur mu?"

Hayır. Katkı payı alacağı ile artık değer payı farklı kavramlardır. Zina durumunda sadece artık değer payı etkilenir. Eğer kusurlu eş sizin malınıza para koymuş, emek harcamışsa, bu katkısının karşılığını yine alabilir.

"Mal paylaşımı davası ne kadar sürer?"

Ortalama 1-3 yıl sürer. Süre, paylaşılacak mal varlığının karmaşıklığına, tarafların işbirliğine, mahkemenin iş yoğunluğuna bağlı olarak değişir. Karmaşık dosyalarda bilirkişi incelemesi uzun sürebilir.

"10 yıllık süre nasıl hesaplanır?"

Boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlar. Temyiz edilmişse, temyiz mahkemesinin kararının kesinleştiği tarih esas alınır. Bu süre kesin süre olup, hiçbir sebep zamanaşımını durdurmaz.

 

Sonuç ve Önemli Noktalar

Temel İlkeler ve İstisnalar Özeti

Boşanmada ağır kusur mal paylaşımını etkiler mi? sorusunun cevabı çok net değildir. Genel kural, kusurun mal paylaşımını etkilememesidir. Ancak iki özel durum vardır:

  1. Zina nedeniyle boşanma
  2. Hayata kast nedeniyle boşanma

Bu iki durumda TMK 236. madde gereği, kusurlu eşin artık değerdeki payı azaltılabilir veya tamamen kaldırılabilir.

Önemli hatırlatma: Diğer tüm kusur halleri (fiziksel şiddet, hakaret, terk, ekonomik şiddet vb.) mal paylaşımını etkilemez. Bu durum adaletsiz görünse de kanunun açık hükmüdür.

Kusur ve Mal Paylaşımı İlişkisinin Sınırları

Türk hukuk sistemi mal varlığı hakları ile kişilik hakları arasında ayrım yapar. Evlilik içinde kazanılan mallar, her iki eşin katkısıyla elde edildiği varsayılır. Bu nedenle kusur, genel olarak mal paylaşımını etkilemez.

İstisna durumlar (zina ve hayata kast) ise, evlilik birliğini temelden sarsan ve toplumsal ahlaka ağır şekilde aykırı davranışlar olarak değerlendirilir. Bu nedenle özel bir düzenlemeye tabi tutulmuştur.

 

Son Söz

Boşanmada ağır kusur ve mal paylaşımı konusu, hem hukuki hem de duygusal açıdan karmaşık bir alandır. Bu makalede verilen bilgiler genel nitelikte olup, her somut olay kendine özgü değerlendirilmelidir.

En önemli tavsiye: Böyle bir durumla karşılaştığınızda mutlaka uzman bir aile hukuku avukatından yardım alın. Hem haklarınızı koruyabilir hem de sürecin daha sağlıklı ilerlemesini sağlayabilirsiniz.

Unutmayın ki, adaletli bir çözüm her zaman mümkündür. Önemli olan, doğru bilgiye sahip olmak ve hukuki süreci doğru yönetmektir.

 

Akdemir Hukuk Bürosu

Daha detaylı bilgi almak ve hukuki danışmanlık için İstanbul Kartal/Soğanlık'ta bulunan Akdemir Hukuk Bürosu'nu ziyaret edebilir veya 0 505 589 86 36 numaralı telefondan iletişime geçebilirsiniz. Aile Hukuku alanında uzman büromuz, sizlere hukuki destek sağlamaya hazırdır.

 

Avukat Muhammet Akdemir Kimdir?

  • Akdemir Hukuk Bürosu kurucumuz Muhammet Akdemir Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur.
  • 2011 yılında Patent Vekili Ruhsatnamesi almıştır.
  • 2013 yılında Avukatlık Ruhsatnamesini almıştır.
  • Aynı yıl Iğdır Ticaret İl Müdürlüğünde Tüketici hakem heyetinde raportör olarak göreve başlamıştır.
  • 2014 Yılında Ticaret Bakanlığı merkez kadrosunda Avukat olarak atanmıştır.
  • 2 yıllık Kurum Avukatlığı görevinden sonra 2016 yılında Hakim Stajyer olarak İstanbul Anadolu Adliyesinde görev yapmıştır.
  • 2017 yılından beri serbest Avukatlık yapmaktadır.

 

Detaylı Bilgi İçin Hemen Bizi Arayın

WhatsApp İletişim

0 505 589 86 36